• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

İstanbul Denver Gelişim Test ve Eğitim Merkezi
Randevu : 0533 373 81 23

0-6 Ay Arası
Sağlıklı gözüken çocukları olası sorunları yönünden taranması
12-18 Ay Arası
Riskli Bebekler ve Gelişimsel Gerilik Olduğundan kuşkulanılan işlevlerde
02-03 Yaş Arası
Gelişimsel sorunu konusunda tanı almış ve özel eğitime başlatılan çocukların ilk değerlendirmeleri
05-06 Yaş Arası
Okulöncesi eğitim kurumuna başlayan çocuğun beceri düzeyinin ve gelişiminin belirlenmesi
Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
Öğrenci ve Okul Sorunları Randevu

Öğrenci ve Okul Sorunları Randevu:0533-373 8123

ÇOCUKTA DAVRANIŞ SORUNLARI

ÇOCUKTA DAVRANIŞ SORUNLARI

Çocukluk gelişim safhalarında yaşanan problemler çocukta davranım bozukluğuna neden

olabilmektedir. Peki nedir bu gelişim safhaları:

Erken çocukluk-güven duygusu

Erken çocukluk-bağımsızlık duygusu

Okul öncesi-girişkenlik duygusu

Okul çağı-Çalışma duygusu

Ergen-kimlik duygusu

SIK GÖRÜLEN DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI:

Alt ıslatma,kekemelik,parmak emme,uyku ve yemek bozuklukları,çalma,yalan

 söyleme,bağımlılık,korkular,

saldırganlık,sürekli kuralları çiğneme,okuldan kaçma.

     Davranış bozuklukluğu çocuğun ruhsal sorunlarının davranışa aktarması sonucu ortaya

çıkar. Davranış bozukluğu olması için o davranış yaşına uyuyor mu,yoğunluğu nedir,sürekli

mi,cinsel rol beklentisine uyuyor mu bakılır.

Davranış bozukluğu oldukça sık görülmektedir. Ergenler arasında görülme sıklığının %15e

kadar yükseldiğini gösteren araştırmalar bulunmaktadır.Çocuklarda yıkıcı davranım

bozukluğu ilk belirtiler 5-6 yaşlarında olur ve genelde 10 yaş civarında belirgin hal alır.

Dikkat eksikliği,hiperaktivite bozukluğu,öğrenme bozukluğu,zeka geriliği,madde bağımlılığı

ve duygusal pronlem yaşayan çocuklar risk altındadır.

Koruyucu faktörler ise, üstün zekalı olma,sosyal becerisinin yüksek olması,davranım

bozukluğu olmayan arkadaş çevresinin olmaı,yüksek benlik saygısı,ailenin desteği.

Davranış Sorunları olan Çocukları Tedavi Edelim

Yıkıcı davranım bozukluğu olan çocuklar büyük oranda tedavi edilebilirler. Çocukta agresif

davranışlar dikkate alınmalıdır; her çocuk yaptığı davranışta mesaj veriyordur. Aile-okul-

psikolog üçlemesi çocuğun yıkıcı davranım bozukluğunu azaltmaktadır.

Psikolog Danışma
Aidat Borcu Sorgulama
uzman klinik psikolog sabiha ışık 05333738123
sabihaisik@outlook.com
Uzun ve Mutlu İlişkilerin Sırları
25/02/2022

Uzun ve Mutlu İlişkilerin Sırları

1) Özel Alan: Siz bir elmanın iki yarısı değilsiniz, siz başlı başına bir elmasınız. Yani bir bireysiniz. İlişkinin içerisinde de böyle kalmanız sizin faydanıza olacaktır. Birbirinize özel alanlar ve zamanlar tanımak ilişkinin ömrünü uzatabilmek için yapmanız gereken en önemli şeydir. Çünkü ne kadar iç içe girer ve ne kadar özel alanlarınızdan feragat ederseniz bir süre sonra ilişkinin içerisinde kendinizi o kadar özgürlüğünüz kısıtlanmış ve hapsolmuş gibi hissedersiniz. Bu da ilişkinizin ömrünün kısa olmasına neden olur. O yüzden kıskançlık, birbirinizi kısıtlama ya da birbiriniz dışında vakit geçirmeme gibi şeylerden kaçının. Birbirinize doğru efektif özel alanlar ve zamanlar tanıyın.

2) Tartışma: Bizim ilişkilerde en çok kaçtığımız şeylerden bir tanesidir. Ama aynı zamanda uzmanlara göre ilişkinin ömrünü de uzatan şeylerden biridir tartışma. Tabii ki sürekli tartışmak değil ama tartışmadan kaçmayın. Çünkü tartıştığınız zaman pasif agresif olmazsınız, içinizde herhangi bir rahatsızlığınızı tutmazsınız ve bir şeyleri içinizde biriktirip bir anda karşınızdakini kıracak şekilde söylemektense o anda rahat bir şekilde doğru bir iletişimle söyleyebilmek ve etkin bir tartışma yöntemi bulmak ilişkinizin ve de aranızdaki iletişimin ömrünü uzatır.

3) Gizem, Heyecan: Hani ilişkinin en başında o tatlı, flörtöz, heyecanlı gidişat yavaş yavaş yok olmaya başlayacaktır. Çünkü uzun ilişkinin kurallarından bir tanesi de ne yazık ki budur. Ama bunu alt edebilmenizin en önemli yolu o gizemli, heyecanlı, o tutkulu halinizi hala devamettirebiliyor olmanızdır. Bunun için de yapmanız gereken flört zamanlarında yaptığınız şeyleri hatırlayın. Unutmayın o artık bir şeyler yapmıyor olabilir ama aynı zamanda bu sizin de bir şeyler yapmadığınız anlamına gelir. Onun için, çabalarsanız, flörtleşmeye başlarsanız, buluştuğunuz yerlerde sanki en baştan tanışıyormuş gibi ya da ilk zamanlarınız gibi davranırsanız ve flörtleşmeyi, iltifat etmeyi, birbirinize güzel şeyler söylemeyi ve motive etmeyi bırakmazsanız hiçbir zaman ilişkinin heyecanını kaybetmezsiniz.

4) 3 Yıl Sorunu: Her ilişkinin mutlaka başına gelen olay ne yazık ki. Her 3 yılda bir ilişkilerin %89’u mutlaka ayrılık aşamalarına geliyorlar ama eğer ki bu 3 yıl sorununu atlatırsa ilişkiler %65 ihtimalle 7 yılın üzerine çıkıyor. Yani 3. Yılınıza geldiğinizde kavgalar başladıysa ve birbirimizden bezdik artık kendi özgür alanlarımıza gidelim gibi tartışmalara girdiyseniz korkmayın. 3 yıl sorunu içerisinde olduğunuzu unutmayın. Atlatırsanız ilişkinizin uzun olacağını aklınızdan çıkarmayın.

5) Paylaşım: Paylaşım hem kurduğunuz arkadaşlık ilişkilerinde, hem kurduğunuz iş ilişkilerinde ve en önemlisi kurduğunuz ikili romantik ilişkilerde en dikkat etmeniz gereken şeydir. Uzun bir ilişkide o derinlemesine paylaşımlara çoktan gireceğiniz için o paylaşımları doğru zamanda yapmanız ve içinizde tutmuyor olmanız gereklidir. Dürüst, samimi ve içten paylaşımlar yapmak hem ömrünüzü uzatır, hem de aynı zamanda ilişkinin ömrünü uzatır. Yani partneriniz ile birlikte içinizden gelen o iyi ya da kötü her şeyi paylaşmayı ihmal etmeyin. Üzüldüğünüzde, sevindiğinizde ya da onunla ilgili herhangi bir şey düşündüğünüzde mutlaka ona söyleyin.

6) Planlama: Tabii ki uzun bir ilişkinin içerisine girdiğiniz zaman eninde sonunda birbirinize yeteri kadar vakit ayıramadığınız zamanlar gelecek. Ama burada yapmanız gereken en önemli şey kendinize bir buluşma tarihi belirlemek ve bunu takvime kaydetmek. Çünkü uzun ilişkilerde en önemli ve en çok ilişkiyi yıpratan şey yeterince ve kaliteli vakit geçirememektir. Kaliteli vakit geçirmenin en önemli yolu da ne zaman buluşacağınızı, nasıl buluşacağınızı ve o buluşmayı nasıl yöneteceğinizi iyi bilmektir. Nasıl ki herhangi bir iş için takvime kayıt yapıyorsanız ilişki içerisinde de bu şekilde özen göstermelisiniz. Bunu yapmak sizi hem buluşmaya motive der hem de buluşmanın o flört zamanlarında gibi heyecanlı ve güzel geçmesine neden olur.

7) Değişik yerler: Bir ilişkinin en güzel, en pamuklara sarılmış, en bulunan atmosferden uzaklaşmış, sanki hiçbir şey yaşanmamış ve ilişkiye yeni başlamışsınız gibi geçirdiğiniz yer aslında tatildir. Tatil sizi bulunduğunuz atmosferden ve insanlardan uzaklaştırdığı için sanki her şeye sanki en baştan başlamışsınız gibi hissettirir. Aynı zamanda beyin görmediği ve bilmediği bir yere gittiği zaman dopamin ve seratonin salgılar. Buda sizin birlikte güzel ve mutlu vakit geçirmenize neden olur. O yüzden tatilleri de aynı şekilde planlarımızın içerisine dahil etmeyi ihmal etmeyin.

8) Güven: Güven çok zor inşa yapılan ama çok hızlı bir şekilde kırılabilen hassas bir kase gibidir.  O kase sizin ilişkinizi içinde istediği kadar tutabilir. Siz onu kırmadığınız sürece. Güveni kıran en önemli şey verdiğiniz sözleri tutmamanızdır. Çünkü verdiğiniz bir sözü tutmadığınız zaman karşıdaki insan vereceğiniz bütün sözleri de tutmayacağınızı varsayar ve ne yazık ki cam bir kez çatladı mı onu tekrar yapıştırmak gerçekten çok zordur. O yüzden tutamayacağınız bir söz varsa hiç vermeyin. Bu sözü sana veremem deyin. Ama bir söz verdiyseniz de arkasında durun ve sahip çıkın. Çünkü söze sahip çıkmak karşınızdaki kişinin güvenine de sahip çıkmaktır.

9) Empati: Söylenilmesi ne kadar klişe ve ne kadar tüketilmiş bir kelime olsa da aslında empati bir ilişkinin temel taşlarından birdir. Biri hakkında karar vermeden önce, biri hakkında herhangi bir düşüncenizi söylemeden önce, ona herhangi bir tartışma sırasında bir ithamda bulunmadan önce Kızılderili atasözüne göre; onun ayakkabılarını giyip en azından 3 kere gün doğup batana kadar beklemeniz lazım.

Klinik Psikolog Sabiha IŞIK



279 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Antisosyal Kişilik Bozukluğu - 28/06/2022
Sosyopati ya da psikopati olarak da adlandırılan antisosyal kişilik bozukluğu genel anlamda diğer kişilerin haklarına karşı umursamazlık ve ihlal halidir. Çocukluk veya ilk ergenlik çağında başlayıp yetişkinlik çağında da devam eder. Hilekarlık ve
Terk Edilme ve Ayrılık Korkusu - 24/06/2022
Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin’ e benzer aşıkların reddedilme ve terkedilme öyküleri mitolojde yoğun bir şekilde karşımıza çıkıyor. Bütün hayatını sevgiliye adayan erkek ve kadın mitleri ile doludur masallar ve efsaneler. Analitik psikolojinin
Göç’ün Psikolojisi ve Sosyolojisi - 21/06/2022
Uluslararası göç; bir ülkeden bir ülkeye belirli bir süre yaşamak için taşınmak olarak adlandırabiliriz. Göç konusunu sebeplerine göre ayıracak olursak eğer; 1) ekonomik göç yani iş için göç edenler: Eskiden Avrupa mavi yakalı göçmen ararken
Bağlanma türleri ve insan ilişkilerine etkisi - 17/06/2022
Bağlanma; çocukların küçük yaşta anne veya bakım veren diğer kişi ile kurduğu bağdır. Bebekler küçük yaşlarda bakım veren kişinin ya da annenin her zaman ihtiyaçlarına cevap verebileceğini, güvenli olarak bir psikolojik yapı geliştirdiklerinde onla
Çocuklarda davranış bozuklukları ve çalma davranışı - 14/06/2022
Bir davranışı problem olarak değerlendirmenin belli objektif ölçüleri vardır. Davranışın değerlendirilmesi sırasında
Otizm nedir? - 10/06/2022
Otistik çocukları üç konuda sıkıntı yaşarlar; sözel iletişim, duygusal ve sosyal alan, davranışsal konular. Çocuğunuzda bunlardan tamamı olmasa da bir kısmını gözlemliyorsanız bir uzmana başvurmanız çok önemlidir. Otizm’de erken teşhis ve doğru yönl
Kardeşler arası yaş farkı ne kadar olmalıdır? - 07/06/2022
En sık sorulan sorulardan biri ne zaman ikinci çocuğu yapmalıyım? Kardeşler arası yaş farkı ideali kaç olmalıdır? Bu yazımda bunlara detaylıca değineceğim. Yaş farkına karar verirken değerlendirilecek konular; anne baba, anne baba ilişkisi, çocuğu
Çocuklarda konuşma geriliği, konuşma gecikmesi - 03/06/2022
Konuşma bir öğrenme ve iletişim biçimidir. Bebekler etrafındaki olayları gözlemleyerek, cisimlerin isimlerini duyarak zamanla konuşmaya başlarlar. Çocuk beyni ilk üç yaş içerisinde öğrenme ve taklit etmeye çok açıktır. Çok kolay öğrenir ve taklit ed
Çocuklara “Hayır”ı Öğretmek, Çocuklara Hayır Diyebilmek - 31/05/2022
Ne zaman çocuklara “hayır” diyoruz? Ne zaman “dur” diyoruz? Acaba bu hayır’lar bizim hayır’larımız mı yoksa olması gereken hayır’lar mı? Çocukların cezalandırılmaları ile ilgili süreçlerde bazen hayır diyerek, ses tonumuzu da arttırarak yapmaması g
 Devamı
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam42
Toplam Ziyaret208115
Köşe Yazıları Köşe Yazarları
Aile ve Çift Danışmanı Psikolog Atakan Şahin 05057675885
- Mutlu Evliliğin Sırları Nelerdir -

Bireysel Aile Psikolog Fulya Beyribey +90 546 9324624
ÇOCUK VE ERGENLERDE OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK

çocuk gelişim uzmanı Suzan SEVİNDİK
ÇOCUKLAR NEYİ UNUTMAZ

Dr. Mehmet A. Eroğlu Yaşam-Eğitim Koçu 0544 7243650
İkigai

evlilik cinsel terapist nesrin örek 05057675885
Cinsel isteksizlik nasıl ele alınmalı ve tedavi edilmelir?

İSTANBUL YAŞAM KOÇU YÜKSEL KÖKSAL05354336620
Teknoloji Bağımlılığı Nedir? Zararları Nasıl Önlenir?

Kişisel gelişim testleri 0505 767 5885
- Başkalarıyla Yaşayabilme Testi -

Klinik Psikolog Gülten DEMİRDÖVEN
BOŞANMALAR ÇOCUKLARI NASIL ETKİLİYOR?

Öğrenci Koçu Aile Evlilik Çift Danışmanı Dr. Ekrem Çulfa 0533 373 8123
👨🏻‍🏫👩‍🏫Yabancı sınıf arkadaşlarımla nasıl daha cesur iletişim kurabilirim? Sesimi nasıl duyurab

Psikolog Barış Yılmaz
- ANLAŞILMAK İSTEYEN KADIN NE YAPMALI –

Psikolog Buse Yeğin
YEME BOZUKLUĞU NEDİR?

psikolog pedagog aile ve çift terapisi
Dr. Psk. Aile Evlilik Çift Danışmanı Ekrem ÇULFA hakkında yazılan yorum, tavsiye, öneri ve faydalar

sevdadiyarı şiirterapisi
Çocuk olmak ne güzeldi ….

sinem sayışman05333738123
METROPOLİTAN OKUL OLGUNLUK TESTİ

Sosyolog Merve Ege tel 0505 767 5885
İntihar

Uzman Klinik Psikolog Şakir ERNAS 05057675885
Kendi Olmanın Orijinal Otantikliği: Özbenlik, Özgüven ve Özfarkındalık

uzman klinik psikolog sabiha ışık 05333738123
Antisosyal Kişilik Bozukluğu

Yaşam Koçu Aile Koçu istanbul Ayşim Çulfa
Ebeveynler Çocuklarının Karne Notları İle ilgili Nasıl Bir Tutum İçinde Olmalılar?

UZMAN KLİNİK PSİKOLOG GÜLTEN DEMİRDÖVEN

35 Yıllık Tecrübeden Faydalanın Randevu Telefonlarımız: 0216-3476003 ve 0533-3738123

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.222232.3513
Euro35.110935.2516
ÇOCUK VE ERGENLERDE BAĞIMLILIK VE KURTULMA

ÇOCUK VE ERGENLERDE BAĞIMLILIK VE KURTULMA

Bağımlılık deyince sigara,internet,alkol ve madde bağımlılığı aklıma geliyor. Gelişen

teknoloji ile hayatımıza bir çok yönden kolaylaştırma gelirken diğer yandan yeni riskler

 zararlarıda gelmiştir. Teknoloji çağında internet,sosyal medya araçları,bilgisayar,cep telefonu

 gibi yeni gelişmeler vazgeçilmez hale gelmiştir. Her yaşya görülen bu bağımlılık özellikle

12-18 yaş grubu açısından büyük önem taşır. Bu dönemde bireylerin ailelerinden uzaklaşıp

daha çok arkadaş gibi çevreye yönelmesi bağımlılığı tetiklemektedir. İletişimi artırmak,bilgi

paylaşımını kolaylaştırmak gibi yararları olmasının yanında işyeri ve okul performansının

düşmesi,uyku bozukluğu,internetin olmadığı hayatın getirdiği sıkıcı hayat düşüncesiyle

oluşan insanlarda fiziksel anlamda uzaklaşma görülmektedir. Özellikle okul çağında sık 

görüldüğü için öğrencilerin oldukça ruhsal ve bedensel gelişimlerini, sosyal ilişkilerini kötü

yönde etkileyerek akademik başarılarını da düşüne  aşırı internet/bilgisayar kullanımı bireyin

hem akademik hem de kişisel gelişimini negatif yönde etkilemektedir.

Ülkemizde bireyler eğlenmek,duygusal gereksinimlerini gidermek,sorunlarından

uzaklaşmak,heyecan aramak,gruba dahil olmak için madde/sigara kullanmayı denerler.

Bağımlılıkta Bazı Belirtiler:

  • İstenen keyfin alınabilmesi için internet kullanım süresinin artması
  • Bunaltı
  • İnternette neler olduğu hakkında takıntılı düşünceler
  • İnternet kullanımını bırakmak isteme fakat boşa giden çabaların eşlik etmesi
  • İnternet kullanımı ile boş zamanları değerlendirememe
  • İnternet kullanımı ile randevulara geç kalma

Bağımlılığa Neden Olan Bazı Etmenler:

  • Alkolizm,sigara bağımlılığı aileden model alınarak başlamaktadır 
  • Aile içi sorunlar-çatışmalar bireyi bağımlılığa sürüklemektedir. 
  • Ailenin çocuğa karşı aşırı katı tutumu,evlilik çatışmaları,boşanmış aileler
  • Göç etmek pek çok sorunu beraberinde getirdiği gibi bağımlılığa da neden olmaktadır. 

ÇOCUKLARIMIZI BAĞIMLILIKTAN KORUMALIYIZ AMA NASIL?

Tedaviyi özellikle çocuğun istemesi, tedavi süresince anne ve babanın da katılması gerekiyor.

 Tedavi kişinin maddeyi bırakmasını,sosyal hayata geri dönmesini,kendini keşfetmesini

sağlar. Kişinin psikoloğu ile işbirliği yapması da tedaviyi hızlandırmakta ve başarı oranını

arttırmaktadır. Çocuğun hayatını organize etmek gerekir.Kişinin sorumluluğu üstlenmesini

sağlamak,seçenekleri daraltmak bağımlı kişinin tedaviye gitmesini sağlar.

Bağımlılıkta Yapılması Önerilenler:

  • İnternet kullanımını zıt saatlere kaydırmak
  • Dış durdurucular kullanmak
  • Hedefler belirlemek
  • Boş zaman etkinliği koyma
  • Aile terapisi
  • Çocuğun olumsuz duygularını dışa vurmasına teşvik etmek
  • Ailelerin daha çok çocukla zaman geçirmesi
  • Bilgi için arayınız: 0544-724 3650

 

 

Çocuk Ergen ve Okul Sorunları Randevu:0533-373 8123

Çocuk Ergen Öğrenci ve Okul Sorunları Randevu:0533-373 8123

Hava Durumu
Saat