• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

İstanbul Denver Gelişim Test ve Eğitim Merkezi
Randevu : 0533 373 81 23

0-6 Ay Arası
Sağlıklı gözüken çocukları olası sorunları yönünden taranması
12-18 Ay Arası
Riskli Bebekler ve Gelişimsel Gerilik Olduğundan kuşkulanılan işlevlerde
02-03 Yaş Arası
Gelişimsel sorunu konusunda tanı almış ve özel eğitime başlatılan çocukların ilk değerlendirmeleri
05-06 Yaş Arası
Okulöncesi eğitim kurumuna başlayan çocuğun beceri düzeyinin ve gelişiminin belirlenmesi
Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
Öğrenci ve Okul Sorunları Randevu

Öğrenci ve Okul Sorunları Randevu:0533-373 8123

ÇOCUKTA DAVRANIŞ SORUNLARI

ÇOCUKTA DAVRANIŞ SORUNLARI

Çocukluk gelişim safhalarında yaşanan problemler çocukta davranım bozukluğuna neden

olabilmektedir. Peki nedir bu gelişim safhaları:

Erken çocukluk-güven duygusu

Erken çocukluk-bağımsızlık duygusu

Okul öncesi-girişkenlik duygusu

Okul çağı-Çalışma duygusu

Ergen-kimlik duygusu

SIK GÖRÜLEN DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI:

Alt ıslatma,kekemelik,parmak emme,uyku ve yemek bozuklukları,çalma,yalan

 söyleme,bağımlılık,korkular,

saldırganlık,sürekli kuralları çiğneme,okuldan kaçma.

     Davranış bozuklukluğu çocuğun ruhsal sorunlarının davranışa aktarması sonucu ortaya

çıkar. Davranış bozukluğu olması için o davranış yaşına uyuyor mu,yoğunluğu nedir,sürekli

mi,cinsel rol beklentisine uyuyor mu bakılır.

Davranış bozukluğu oldukça sık görülmektedir. Ergenler arasında görülme sıklığının %15e

kadar yükseldiğini gösteren araştırmalar bulunmaktadır.Çocuklarda yıkıcı davranım

bozukluğu ilk belirtiler 5-6 yaşlarında olur ve genelde 10 yaş civarında belirgin hal alır.

Dikkat eksikliği,hiperaktivite bozukluğu,öğrenme bozukluğu,zeka geriliği,madde bağımlılığı

ve duygusal pronlem yaşayan çocuklar risk altındadır.

Koruyucu faktörler ise, üstün zekalı olma,sosyal becerisinin yüksek olması,davranım

bozukluğu olmayan arkadaş çevresinin olmaı,yüksek benlik saygısı,ailenin desteği.

Davranış Sorunları olan Çocukları Tedavi Edelim

Yıkıcı davranım bozukluğu olan çocuklar büyük oranda tedavi edilebilirler. Çocukta agresif

davranışlar dikkate alınmalıdır; her çocuk yaptığı davranışta mesaj veriyordur. Aile-okul-

psikolog üçlemesi çocuğun yıkıcı davranım bozukluğunu azaltmaktadır.

Psikolog Danışma
Aidat Borcu Sorgulama
uzman klinik psikolog sabiha ışık 05333738123
sabihaisik@outlook.com
Aşırı düşünme bağımlılığından nasıl kurtulursun?
29/03/2022

Aşırı düşünme bağımlılığından nasıl kurtulursun?

Zihnimiz hiç durmadan çalışan bir makine gibi. Bundan dolayı hayatta başımıza gelen olaylar, geçmişte yaşadığımız şeyler, gelecekte olması muhtemel olayları sıklıkla düşünürüz. Aslında bu düşünme dediğimiz çoğunlukla işimize de yarar. Hayatta yere sağlam adımlarla basmamızı sağlar. Ama burada ince bir çizgi karşımıza çıkıyor. Bu çizginin ötesine geçtiğimiz zaman, insan aynı mevzuyu yüzlerce kez düşünmeye başlarsa, hayatta başına gelen her şeyi, karşısına çıkan her detayı en incesine kadar sorgulamaya başlarsa düşünmekten yaşamaya vakit bulamıyor. İşte bu aşırı düşünme haline biz aşırı düşünme problemi (zihinsel ruminasyon) diyoruz.

Aşırı düşünmekten nasıl kurtulabilirsin? Hayatına devam edebilirsin? Anı yaşayabilirsin?

İlk olarak şunun farkına varmalısın. Acaba sende aşırı düşünme problemi var mı? Peki bunu nasıl anlayabilirsin?  Hayatta senin de, benim de başımıza bazı olaylar geliyor ve açmazda kaldığımız bazı şeyler oluyor. İnsanların bizi kırdığı ya da zorlandığımız olaylar başımıza geliyor. Böyle olayları düşünürüz ve düşündükçe çözümler üretmeye başlarız. Belirli seviyede düşünme, diyelim ki bir termometre gibi düşün, 1 ile 10 arasında 5’e kadar olan düşünme bizim hayattaki problemleri çözmemizi kolaylaştırır. Daha önce ilk seferde görmediğimiz çözüm yolları keşfetmemize olanak sağlar. Ama 5’in üzerine çıktığımız zaman gece gündüz aynı şeyi durmadan gece gündüz binlerce kez düşünüyorsak ve bu düşünme hali bir noktadan sonra çözüm bir yana, çözümden öte sadece düşünmenin kendisi bile stres verir hale geliyorsa işte o zaman yaşadığımız şey “aşırı düşünme problemi”

Aşırı düşünme problemi yaşayan insanların zihni böyle uçak motoru gibi çalışır. Her zaman uçuşan bir şeyler vardır ve kişi yaptığından, ettiğinden, yediğinden, içtiğinden, konuştuğundan ve yaşadığından hiçbir şey anlamaz, tamamen zihin, gözler içe dönmüş vaziyettedir. O uçak motoru durmadan çalışıyordur ve bu belli bir noktada sonra psikolojik problemlere bile neden olabiliyor. Aşırı düşünme probleminden muzdarip olan insanların ilk dikkat etmesi gereken ve sorması gereken soru şu; bu düşünme hali işe yarıyor mu? Çocukluk çağında kişinin öğrendiği bir yaklaşım vardır, bir yöntem vardır. Bir mevzuyu çözmek istiyorsan sonuna kadar düşüneceksin. Belki annem böyleydi, belki sen kendi kendine bu yöntemi keşfettin. Bir mevzu üzerine aşırı düşünme hali. Yalnız şöyle bir durum var, biraz önce söylediğim gibi aşırı düşünme hali işlevsel değildir. İlk başta kendini buna ikna etmen lazım. Bir mevzuyu çok çok düşünüyor olman, o mevzuyu kolayca çözebileceğin anlamına gelmiyor. Ve şöyle bir şey var; insan bir mevzuyu, isterse dünyanın en olumlu mevzusu olsun, çok fazla düşünmeye başladığı zaman her zaman bu aşırı düşünme değdiği şeyi karartmaya başlar. Olumsuz hale getirmeye başlar. Ne oldu böyle olunca? Sen dünyanın en olumlu şeyini bile düşüne düşüne olumsuz hale getirirsin. Bundan dolayı aşırı düşündüğümüz şeylerin çok ama çok büyük bir kısmı olumsuz şeylerdir. Ama olumsuz şeyleri çok sık düşündüğün zaman ne olur? Stres seviyen had safhaya çıkar ve sen kendini her daim gergin ve huzursuz hissedersin. Peki gergin ve huzursuz hissedince ne oluyor? İşte o zaman vücudumuzdaki adernalin hormonunun salgılanması daha fazla oluyor. Bu belli bir ölçüde işimize yararken fazla olduğu zaman ne oluyor peki? Çözüm ve yaratıcılık becerilerin düşmeye başlıyor. Ve hayatta karşına çıkan problemleri çözme konusunda sahip olduğun becerilerin, potansiyelin çok daha altında performans gösteriyorsun. Ne oldu? Çok düşündüğün zaman aslında kolayca çözebileceğin bir problemi sadece aşırı düşünmek seni stres yaptığı için çözemiyor hale geliyorsun.

Aşırı düşünen insanlar her şeyi her an düşünerek kontrol ettiği yanılsamasına kapılıyorlar. Biz her şeyi kontrol edemeyiz. Hayatta kontrol edebileceğimiz ve kontrol edemeyeceğimiz alanlar vardır ve bunu çok kısa bir süre içerisinde kontrol eder hale geliriz. Ama sonrasında kontrol edebileceğimizi zannettiğimiz şeylerin bir çoğunu aslında hiç kontrol edemeyiz. Sadece o bizim kontrolümüzdeymiş gibi zannederiz.

Her insanın bir kapasitesi vardır. Eğer ki senin zihinsel bir engelin yoksa, ağır bir ruhsal problemin yoksa, sen başına bir problem geldiği zaman 3-5 sefer düşününce ortalama bir çözüm yolu bulursun ve bunu bulduktan sonra da harekete geçersin, ya da birazcık daha zaman tanırsın.

Seni çok düşünmeye iten iki tane soru kalıbı var. Bunlardan birincisi “öyle olsaydı ne olurdu?” ve “neden?” soruları. Geçmişte bazı olaylar yaşarız. Belki bir ayrılık yaşamışızdır, belki işimizde bir sorun olmuş olabilir. Binbir türlü sorun olabilir. Buna “Şöyle yapsaydım ne olurdu? Böyle davransaydım ne olurdu? Acaba farklı olur muydu?” diye senaryoları baştan baştan yazıyor olman, senin çok düşünme halini tetikleyen şeylerden birisidir. Olan olmuş zaten, öyle olsaydı, böyle olsaydı diye aynı şeyi geviş getiriyor olman seni o bataklığa saplayacaktır. Oradan çıkman gitgide zorlaşır. Bir diğer soru kalıbı ise “neden?”. “Neden bu benim başıma geldi? Neden başkaları bunu yaşamıyor da ben yaşıyorum?” Nerden bileyim, kader, nasip, şans, evrim… ne diyorsan de. Senin başına geldi işte. Her şeyin bir anlamı olmak zorunda mı? Ben öyle olduğunu düşünmüyorum. Hayatta bazen olan şeyler sadece oluyor. Neden sorusunu durmadan sorasın gelir? Neden beni terk etti? Ben ne yaptım? Şöyle yapsam ne olurdu? Elinden geldiğince bu soru kalıplarını yakalaman ve bu döngü yani geviş getirme halinden uzaklaşmak için bu soru kalıplarını zihninde çok kullanmamayı tercih etmen gerekiyor.

Aşırı düşünmeyi tetikleyen bir diğer şey ise geçmişi sorgularken insanın kendi hataları üzerine fazlaca düşünmesi. Şöyle yapsam daha iyi olurdu gibi düşünmektense Sen elinden geleni yaptın. O zamanki tecrüben o zamanki deneyimin buna el veriyordu ve sen bunu yaptın. Başka bir imkanın olsaydı onu yapardın. Eğer yapabilecek başka bir ihtimal vardıysa da bunda da bir anlam vardır. Nedir yani? Sen bundan öğreniyorsun. Hatalarından ders çıkartıyorsun. Eğer sen geçmişini değerlendirirken mükemmel olanın peşinden koşarsan “ne olurdu?” ve “neden?” tuzaklarına düşersin. Yine düşünme bataklığına saplanacaksın. “Sen elinden geleni yaptın. Yeterince iyisin. Mükemmel olmana gerek yok. Sen hatalarınla değerli bir insansın”.

Bir mevzu düşünüyorsun ve gün içinde işte okulda arka planda sekme olarak zihnini meşgul tutuyor, o an yapman gereken işi tam anlamıyla yapamıyor ve andan da zevk alamıyorsun. Hiçbir şey tam anlamıyla tam olmuyor. Şöyle yapabilirsin. O mevzuyu günün belli bir zamanı düşünmeye ayırabilirsin. Mesela bu kafama taktığım meseleyi akşam 1 saat dibine kadar en ayrıntısına kadar düşüneceğim. Çözüm bulamasam bile onu orada kesip günün geri kalanında diğer işlerime odaklanacağım. Tabii ki çok kolay çabucak olmuyor. Vazgeçmezsen pratikle birlikte alışkanlık haline dönüşüyor zamanla.

Bu kafana takılan düşünceleri kategorilere ayırman gerekiyor. Hangi konularda düşünüyorsun? Kağıda yazacaksın. İşinle mi ilgili mesela, ben neden kaygılanıyorum? Şuan neyi düşünüyorum? Gibi madde madde yazacaksın. Sonra kendine “elimden geleni yaptım mı bu konuyla ilgili?” diye soracaksın onları da yazacaksın. Bunlara bakarak “bu hafta bu gün her neyse şunları şunları halletmem gerekiyor (davranışsal olarak)” diyeceksin. Sonra tekrar formüle ederek düşünüyorsun. “Yapmam gerekenleri yaptım mı? Yapmam gereken şeyler kaldı mı?”. O düşünceleri bir nebze somutlaştırmış oldun. Kontrol etmesi çok daha kolay olacak.

Eğer bir sorun senin zihnini tamamı ile sarmış ve mantıklı düşünemez şekilde yoğunlaşmışsa önerim o anda ne yapıyorsan farklı bir şey yapmalı, mümkünse ortamını da değiştirmelisin. Bir arkadaşını arayıp geyik muhabbeti yapabilirsin. Bir müzik film açabilirsin. Süresi önemli değil. 15 dakika bile zihnin yer değiştirdiğinde kontrolü ele alman çok daha kolay olacaktır. Özellikle akşam yatağa yattığımızda bu rahatsız edici takıntılı düşünceler, pişmanlıklar, kaygılar ortaya çıkar. Bu durumda da eğer 15-20 dakika içerisinde uyuyamadıysan yine kalk ve zihnini dağıtacak bir şeyler yap. Kitap okumak bir şeyler izlemek gibi. Eğer yatakta uyumak için savaşırsan hem o düşünceler seni yoracaktır hem de uyuyamadığın için stres olup iyice uykudan uzaklaşmış olacaksın.

Bazen kendi dertlerimize, düşüncelerimize o kadar dalıyoruz ki çevremizdekileri unutuyoruz. Kendi sorunun için çabaladın, çözüm bulamadın, sıkıldın, düşündün vs. Buna bir mola vermek için çevredeki kişileri dinlemek, onların sorunlarına çözüm aramak, yardımcı olmaya çalışmak da bazen faydalı olacaktır. Hem kendinizi daha iyi hissedeceksiniz hem de rahatsız edici düşüncelere bir müddet ara vermiş olacaksınız. Kendi dertlerinize tekrar döndüğünüzde belki de farklı bir bakış açısıyla bakacaksınız.

Klinik Psikolog Sabiha IŞIK



232 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Antisosyal Kişilik Bozukluğu - 28/06/2022
Sosyopati ya da psikopati olarak da adlandırılan antisosyal kişilik bozukluğu genel anlamda diğer kişilerin haklarına karşı umursamazlık ve ihlal halidir. Çocukluk veya ilk ergenlik çağında başlayıp yetişkinlik çağında da devam eder. Hilekarlık ve
Terk Edilme ve Ayrılık Korkusu - 24/06/2022
Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin’ e benzer aşıkların reddedilme ve terkedilme öyküleri mitolojde yoğun bir şekilde karşımıza çıkıyor. Bütün hayatını sevgiliye adayan erkek ve kadın mitleri ile doludur masallar ve efsaneler. Analitik psikolojinin
Göç’ün Psikolojisi ve Sosyolojisi - 21/06/2022
Uluslararası göç; bir ülkeden bir ülkeye belirli bir süre yaşamak için taşınmak olarak adlandırabiliriz. Göç konusunu sebeplerine göre ayıracak olursak eğer; 1) ekonomik göç yani iş için göç edenler: Eskiden Avrupa mavi yakalı göçmen ararken
Bağlanma türleri ve insan ilişkilerine etkisi - 17/06/2022
Bağlanma; çocukların küçük yaşta anne veya bakım veren diğer kişi ile kurduğu bağdır. Bebekler küçük yaşlarda bakım veren kişinin ya da annenin her zaman ihtiyaçlarına cevap verebileceğini, güvenli olarak bir psikolojik yapı geliştirdiklerinde onla
Çocuklarda davranış bozuklukları ve çalma davranışı - 14/06/2022
Bir davranışı problem olarak değerlendirmenin belli objektif ölçüleri vardır. Davranışın değerlendirilmesi sırasında
Otizm nedir? - 10/06/2022
Otistik çocukları üç konuda sıkıntı yaşarlar; sözel iletişim, duygusal ve sosyal alan, davranışsal konular. Çocuğunuzda bunlardan tamamı olmasa da bir kısmını gözlemliyorsanız bir uzmana başvurmanız çok önemlidir. Otizm’de erken teşhis ve doğru yönl
Kardeşler arası yaş farkı ne kadar olmalıdır? - 07/06/2022
En sık sorulan sorulardan biri ne zaman ikinci çocuğu yapmalıyım? Kardeşler arası yaş farkı ideali kaç olmalıdır? Bu yazımda bunlara detaylıca değineceğim. Yaş farkına karar verirken değerlendirilecek konular; anne baba, anne baba ilişkisi, çocuğu
Çocuklarda konuşma geriliği, konuşma gecikmesi - 03/06/2022
Konuşma bir öğrenme ve iletişim biçimidir. Bebekler etrafındaki olayları gözlemleyerek, cisimlerin isimlerini duyarak zamanla konuşmaya başlarlar. Çocuk beyni ilk üç yaş içerisinde öğrenme ve taklit etmeye çok açıktır. Çok kolay öğrenir ve taklit ed
Çocuklara “Hayır”ı Öğretmek, Çocuklara Hayır Diyebilmek - 31/05/2022
Ne zaman çocuklara “hayır” diyoruz? Ne zaman “dur” diyoruz? Acaba bu hayır’lar bizim hayır’larımız mı yoksa olması gereken hayır’lar mı? Çocukların cezalandırılmaları ile ilgili süreçlerde bazen hayır diyerek, ses tonumuzu da arttırarak yapmaması g
 Devamı
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam154
Toplam Ziyaret211018
Köşe Yazıları Köşe Yazarları
Aile ve Çift Danışmanı Psikolog Atakan Şahin 05057675885
- Mutlu Evliliğin Sırları Nelerdir -

Bireysel Aile Psikolog Fulya Beyribey +90 546 9324624
ÇOCUK VE ERGENLERDE OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK

çocuk gelişim uzmanı Suzan SEVİNDİK
ÇOCUKLAR NEYİ UNUTMAZ

Dr. Mehmet A. Eroğlu Yaşam-Eğitim Koçu 0544 7243650
İkigai

evlilik cinsel terapist nesrin örek 05057675885
Cinsel isteksizlik nasıl ele alınmalı ve tedavi edilmelir?

İSTANBUL YAŞAM KOÇU YÜKSEL KÖKSAL05354336620
Teknoloji Bağımlılığı Nedir? Zararları Nasıl Önlenir?

Kişisel gelişim testleri 0505 767 5885
- Başkalarıyla Yaşayabilme Testi -

Klinik Psikolog Gülten DEMİRDÖVEN
BOŞANMALAR ÇOCUKLARI NASIL ETKİLİYOR?

Öğrenci Koçu Aile Evlilik Çift Danışmanı Dr. Ekrem Çulfa 0533 373 8123
👨🏻‍🏫👩‍🏫Yabancı sınıf arkadaşlarımla nasıl daha cesur iletişim kurabilirim? Sesimi nasıl duyurab

Psikolog Barış Yılmaz
- ANLAŞILMAK İSTEYEN KADIN NE YAPMALI –

Psikolog Buse Yeğin
YEME BOZUKLUĞU NEDİR?

psikolog pedagog aile ve çift terapisi
Dr. Psk. Aile Evlilik Çift Danışmanı Ekrem ÇULFA hakkında yazılan yorum, tavsiye, öneri ve faydalar

sevdadiyarı şiirterapisi
Çocuk olmak ne güzeldi ….

sinem sayışman05333738123
METROPOLİTAN OKUL OLGUNLUK TESTİ

Sosyolog Merve Ege tel 0505 767 5885
İntihar

Uzman Klinik Psikolog Şakir ERNAS 05057675885
Kendi Olmanın Orijinal Otantikliği: Özbenlik, Özgüven ve Özfarkındalık

uzman klinik psikolog sabiha ışık 05333738123
Antisosyal Kişilik Bozukluğu

Yaşam Koçu Aile Koçu istanbul Ayşim Çulfa
Ebeveynler Çocuklarının Karne Notları İle ilgili Nasıl Bir Tutum İçinde Olmalılar?

UZMAN KLİNİK PSİKOLOG GÜLTEN DEMİRDÖVEN

35 Yıllık Tecrübeden Faydalanın Randevu Telefonlarımız: 0216-3476003 ve 0533-3738123

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.451932.5820
Euro34.798834.9382
ÇOCUK VE ERGENLERDE BAĞIMLILIK VE KURTULMA

ÇOCUK VE ERGENLERDE BAĞIMLILIK VE KURTULMA

Bağımlılık deyince sigara,internet,alkol ve madde bağımlılığı aklıma geliyor. Gelişen

teknoloji ile hayatımıza bir çok yönden kolaylaştırma gelirken diğer yandan yeni riskler

 zararlarıda gelmiştir. Teknoloji çağında internet,sosyal medya araçları,bilgisayar,cep telefonu

 gibi yeni gelişmeler vazgeçilmez hale gelmiştir. Her yaşya görülen bu bağımlılık özellikle

12-18 yaş grubu açısından büyük önem taşır. Bu dönemde bireylerin ailelerinden uzaklaşıp

daha çok arkadaş gibi çevreye yönelmesi bağımlılığı tetiklemektedir. İletişimi artırmak,bilgi

paylaşımını kolaylaştırmak gibi yararları olmasının yanında işyeri ve okul performansının

düşmesi,uyku bozukluğu,internetin olmadığı hayatın getirdiği sıkıcı hayat düşüncesiyle

oluşan insanlarda fiziksel anlamda uzaklaşma görülmektedir. Özellikle okul çağında sık 

görüldüğü için öğrencilerin oldukça ruhsal ve bedensel gelişimlerini, sosyal ilişkilerini kötü

yönde etkileyerek akademik başarılarını da düşüne  aşırı internet/bilgisayar kullanımı bireyin

hem akademik hem de kişisel gelişimini negatif yönde etkilemektedir.

Ülkemizde bireyler eğlenmek,duygusal gereksinimlerini gidermek,sorunlarından

uzaklaşmak,heyecan aramak,gruba dahil olmak için madde/sigara kullanmayı denerler.

Bağımlılıkta Bazı Belirtiler:

  • İstenen keyfin alınabilmesi için internet kullanım süresinin artması
  • Bunaltı
  • İnternette neler olduğu hakkında takıntılı düşünceler
  • İnternet kullanımını bırakmak isteme fakat boşa giden çabaların eşlik etmesi
  • İnternet kullanımı ile boş zamanları değerlendirememe
  • İnternet kullanımı ile randevulara geç kalma

Bağımlılığa Neden Olan Bazı Etmenler:

  • Alkolizm,sigara bağımlılığı aileden model alınarak başlamaktadır 
  • Aile içi sorunlar-çatışmalar bireyi bağımlılığa sürüklemektedir. 
  • Ailenin çocuğa karşı aşırı katı tutumu,evlilik çatışmaları,boşanmış aileler
  • Göç etmek pek çok sorunu beraberinde getirdiği gibi bağımlılığa da neden olmaktadır. 

ÇOCUKLARIMIZI BAĞIMLILIKTAN KORUMALIYIZ AMA NASIL?

Tedaviyi özellikle çocuğun istemesi, tedavi süresince anne ve babanın da katılması gerekiyor.

 Tedavi kişinin maddeyi bırakmasını,sosyal hayata geri dönmesini,kendini keşfetmesini

sağlar. Kişinin psikoloğu ile işbirliği yapması da tedaviyi hızlandırmakta ve başarı oranını

arttırmaktadır. Çocuğun hayatını organize etmek gerekir.Kişinin sorumluluğu üstlenmesini

sağlamak,seçenekleri daraltmak bağımlı kişinin tedaviye gitmesini sağlar.

Bağımlılıkta Yapılması Önerilenler:

  • İnternet kullanımını zıt saatlere kaydırmak
  • Dış durdurucular kullanmak
  • Hedefler belirlemek
  • Boş zaman etkinliği koyma
  • Aile terapisi
  • Çocuğun olumsuz duygularını dışa vurmasına teşvik etmek
  • Ailelerin daha çok çocukla zaman geçirmesi
  • Bilgi için arayınız: 0544-724 3650

 

 

Çocuk Ergen ve Okul Sorunları Randevu:0533-373 8123

Çocuk Ergen Öğrenci ve Okul Sorunları Randevu:0533-373 8123

Hava Durumu
Saat