• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

İstanbul Denver Gelişim Test ve Eğitim Merkezi
Randevu : 0533 373 81 23

0-6 Ay Arası
Sağlıklı gözüken çocukları olası sorunları yönünden taranması
12-18 Ay Arası
Riskli Bebekler ve Gelişimsel Gerilik Olduğundan kuşkulanılan işlevlerde
02-03 Yaş Arası
Gelişimsel sorunu konusunda tanı almış ve özel eğitime başlatılan çocukların ilk değerlendirmeleri
05-06 Yaş Arası
Okulöncesi eğitim kurumuna başlayan çocuğun beceri düzeyinin ve gelişiminin belirlenmesi
Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
Öğrenci ve Okul Sorunları Randevu

Öğrenci ve Okul Sorunları Randevu:0533-373 8123

ÇOCUKTA DAVRANIŞ SORUNLARI

ÇOCUKTA DAVRANIŞ SORUNLARI

Çocukluk gelişim safhalarında yaşanan problemler çocukta davranım bozukluğuna neden

olabilmektedir. Peki nedir bu gelişim safhaları:

Erken çocukluk-güven duygusu

Erken çocukluk-bağımsızlık duygusu

Okul öncesi-girişkenlik duygusu

Okul çağı-Çalışma duygusu

Ergen-kimlik duygusu

SIK GÖRÜLEN DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI:

Alt ıslatma,kekemelik,parmak emme,uyku ve yemek bozuklukları,çalma,yalan

 söyleme,bağımlılık,korkular,

saldırganlık,sürekli kuralları çiğneme,okuldan kaçma.

     Davranış bozuklukluğu çocuğun ruhsal sorunlarının davranışa aktarması sonucu ortaya

çıkar. Davranış bozukluğu olması için o davranış yaşına uyuyor mu,yoğunluğu nedir,sürekli

mi,cinsel rol beklentisine uyuyor mu bakılır.

Davranış bozukluğu oldukça sık görülmektedir. Ergenler arasında görülme sıklığının %15e

kadar yükseldiğini gösteren araştırmalar bulunmaktadır.Çocuklarda yıkıcı davranım

bozukluğu ilk belirtiler 5-6 yaşlarında olur ve genelde 10 yaş civarında belirgin hal alır.

Dikkat eksikliği,hiperaktivite bozukluğu,öğrenme bozukluğu,zeka geriliği,madde bağımlılığı

ve duygusal pronlem yaşayan çocuklar risk altındadır.

Koruyucu faktörler ise, üstün zekalı olma,sosyal becerisinin yüksek olması,davranım

bozukluğu olmayan arkadaş çevresinin olmaı,yüksek benlik saygısı,ailenin desteği.

Davranış Sorunları olan Çocukları Tedavi Edelim

Yıkıcı davranım bozukluğu olan çocuklar büyük oranda tedavi edilebilirler. Çocukta agresif

davranışlar dikkate alınmalıdır; her çocuk yaptığı davranışta mesaj veriyordur. Aile-okul-

psikolog üçlemesi çocuğun yıkıcı davranım bozukluğunu azaltmaktadır.

Psikolog Danışma
Aidat Borcu Sorgulama
uzman klinik psikolog sabiha ışık 05333738123
sabihaisik@outlook.com
Ergenlik dönemi önemli noktaları
06/12/2021
Ergenlik dönemi aslında evinde ergen olan bütün annelerin ve babaların çok iyi tanıdığı bir süreç ve bizimde çevremizde gördüğümüz ve evlerimizde bizimle birlikte yaşayan evlatlarımızdan dolayı tanıdığımız bir süreç. 
Ergenlik dönemi çocukluktan kopmakla yetişkin hayata adım atmak arasındaki geçiş dönemidir. Aslında şöyle tam olarak bakıldığında insan ömrünün ortalama 6-7 yılını kaplayan ama aslında bütün hayatımız boyunca çok etkili olan önemli bir yaş dönemidir. Ergenlik dönemi özellikle 12'li yaşlardan itibaren başlayan 14-15'li yaşlara kendisini hissettiren 17-18'li ve 20'li yaşlara kadar devam eden bir süreçtir. Bazı insanların ergenlik dönemlerini çok daha uzayan yaşlar aldığını da görüyoruz. Mesela 40 yaşına geldiği halde hala ergen gibi davranan insanlar da görüyoruz. Tabi bu da işin başka bir tarafı. Yaş olarak bakıldığında ortalama 21-24'lü yaşlara kadar da gittiğini biliyoruz. Yani yetişkin hayata adım attığımızda ergenlikten de uzaklaştığımızı biliyoruz. İnsan canlısı dünyaya gelir ve dünyaya geldiği andan itibaren de büyümeye devam eder. Ergenlik dönemi insan canlısının değişerek geliştiği bir evredir. Bebekken de aslında gelişiriz ve sürekli bir gelişme seyri izleriz ama ergenlik dönemi bunu bize daha bol miktarda hissettiren bir durumdur. Çünkü çocuklarımızın tavırlarıyla, konuşmalarıyla, hareketleriyle, duruşlarıyla, pozisyonlarıyla bu değişimi çok net olarak hissettiğimiz bir dönemdir. Mesela çocuğumuz 1 yaşındayken de büyüyordur, 2 yaşına geldiğinde de büyüyordur ama 1 yaşında da bize ihtiyacı vardır, 2 yaşında da bize ihtiyacı vardır. Mesela 6 yaşına kadar sürekli bize ihtiyacı olur. 6 yaşından sonra yavaş yavaş bize fiziksel ihtiyaçları için ihtiyacı kalmayabilir ama duygusal olarak yine de bize ihtiyacı var görüntüsü verir. Ergenlik dönemi ile birlikte sanki artık bize ihtiyaçları yokmuş gibi ve hatta bizim onlarla fazla ilgilenmemizden de rahatsız oluyormuş gibi tavırlar takınırlar ve tamda bu nedenle aslında sanki bizden uzaklaşmış olarak düşündüğümüz ve anne baba olarak da kaygılandığımız bir evrenin adıdır. 
Ergenlik çok önemli bir dönem. Hani bir taraftan hiç umursamadan hareket etmeyeceğimiz ama bir taraftan da ergen ergen diye çok da abartmayacağımız ama o durumda o yaşlarda ne yapacağımızı gayet iyi bilmemiz gereken önemli bir evre olduğunu düşünüyorum. 
Ben yıllardır ergenlerle de psikolojik destek çalışmaları yapıyorum. Okul öğrenme güçlüleri, davranış bozuklukları, çocukluk dönemi korkuları, kardeş ilişkileri, anne baba çocuk uyumu, arkadaş ilişkileri gibi. Aklınıza gelebilecek her evrede, her konu ile ilgili olarak ergenlerle çalışıyorum. Ergenlerle çalışmayı çok seviyorum. Neyi seviyorum? Birkere çok hayat dolular. Gerçekten öyle. İdealleri var hayalleri var. Mutlular, keyifleri yerinde. Tabi bunu bu şekilde göstermeyen ergenlik dönemini çok zor ve ağır atlatan çocuklarımız da var. Buda ayrıca başka bir günün programı olabilir. Ama teknik olarak bakıldığında ergenlik dönemi aslında onlarının ihtiyaçlarının yavaş yavaş farkına vardıkları, eğlendikleri, mutlu oldukları ve kendilerini de çok keyifli bir şekilde ifade etmeye başladıkları eğlenceli bir dönemdir. Ergenlik döneminde çocuklarımız büyümeye başladıkları zaman fiziksel olarak değişime uğrarlar ve çocukların kendi bedenlerinde devreye giren fiziksel büyümeye bağlı olarak kaygı yaşamaları kaçınılmazdır. Ergenlik dönemi kaygının ve korkuların yaşandığı , değişimlerden dolayı da endişelerin devreye girdiği bir büyüme dönemi. Neden endişelenir çünkü vücudunda daha önceden tanımadığı değişiklikler olur. Tanımadığı değişikliklere adaptasyon süresinde sıkıntı çekebilir. Tam da bu nedenle bilinçli bir anne babanın çocuklarının yavaş yavaş büyüme evresine girmesiyle birlikte mesela 10-12 yaşından itibaren yavaş yavaş değişimler hakkında bilgilendirilmesinin de faydası olduğunu düşünüyorum. Yani Sen büyüyorsun, sen kız / erkek çocuğusun, vücudunda büyümeye başladığında şu şu şekilde değişimler olaracak şeklinde. Değişimler hakkında çocuklarımıza çok da abartı derinlere kaçmadan onların anlayabileceği şekilde bilgilendirmeler yapılmalıdır. Bilgilendirmeler ile büyüyen çocukların daha az kaygılı daha az korkulu olduklarını görüyoruz. Diğer yandan bedensel değişime bağlı olarak bilinçaltı yapılanmalarında bir utanma duygusunun da belirdiğini görüyoruz. Özellikle edep ve haya dediğimiz duygular var ya, 9-10 yaşlarından itibaren edep ve haya duyguları da gelişmeye başlar. Tam da burada çocuklarının sünnet yaşlarını soruyorsunuz ya yani çocuklarınızın birkere 9-10 yaşlarında sünnet edilmemesi gerekir. Çünkü edep ve haya duyguları gelişmeye başladığı için çok utanır ve mahcup olurlar. Dolayısı ile en doğru yaş dönemi aslında doğduktan 6 ay sonraki zaman dilimidir. Oğlunuz dünyaya geldi 6 ay geçti, 6 aydır da anne karnı ile yeryüzü adaptasyonu buluştu, 6 aydan sonra 2 yaşına kadar çocuğunuzu sünnet ettirebilirsiniz. 2 yaşına ulaştıktan sonra 5-6 yaşına kadar sünnet ettirmemelisiniz. Tekrar yeniden sünnet edilme yaşı da ilköğretim 1. sınıfa başlamadan önceki dönemlerdir. Ortalama 6-7 yaşlar gibi. 9-10 yaşlarda büyümüş çocuklarınıza böyle uygulama yaptırmamanızı, o kadar uzun süre beklememenizi tavsiye ediyoruz. Bu tavsiyenin altında yatan sebep; ergenlik dönemine giriyorlar ve özellikle 10'lu yaşlarla birlikte utanma duyguları devreye girdiği için. Utanma duygusu üzerinden gitmek istiyorum çünkü ailelerle çalışırken en çok problem olduğunu düşündüğüm noktalardan bir tanesi de burası. Özellikle aile içi itişme kakışma durumlarında, çatışmalar yaşandığında, çocuklarınızla problem yaşadığınızda, çocuklarınıza bağırıp çağırdığınızda, kızdığınızda, azarladığınızda, milletin ortasında küçük düşürdüğünüzde, size göre hafif gelebilir ama akrabağlarınızın yanında falan azarladığınızda, babaannesi anneannesi dahil olsa en yakınlarınızın yanında bile onlara negatif ve ters cümleler kurduğunuzda çok hırçınlaştıklarını görüyorsunuz değil mi? İşte bu hırçınlaşmanın nedeni temelde onların utanma duygularına sahip olmaları ile ilgilidir. Mahcubiyet yaşarlar ve utanırlar. Tam da bu nedenle bu yaş döneminde çocuklarımıza utanacağı türden sözler kurmamanız gerekir. Özellikle hakaret vari ifadeler, karakter ve kişilik yapılanmasını küçümseyen ifadeler yani 'sen geri zekalı mısın, aptal mısın, sen bir lafı bir kerede anlamıyor musun?' gibi buna benzer aklınıza gelebilecek birsürü malesef benim duyduğum ve üzüldüğüm ama özellikle de yapmamanızı rica ettiğim ifadeler. Bu ifadeler ile çocuklarımıza hitap etmemeniz gerekir. Her ne kadar sizi zorluyorlar ise bile önerinizi bir kenarda yapmanız gerekir. Diğer insanların yanında utandırmak istemediğinizi, davranışının hiç doğru olmadığını, başkalarının yanında uyarırsanız utanıcağını düşündüğünüzü ve mahçup olmasını istemediğiniz için bu uyarıyı eve sakladığınızı ve bu konularda bundan sonra daha dikkatli olması gerektiğini söyleyerek çocuklarımızı uyarmamızın doğru bir yöntem olduğunu düşünüyorum. Şimdi o büyüme dönemi ve yabancılaşma vardı ya kendi bedeninin değişmesi ve korku, bunula birlikte yabancılaşma 'eyvah bu benim bedenim değil ve ben kendime yabancılaşıyorum' duyguları bir araya gelir ve de bunlara enteresan bir şekilde sakarlık durumu eşlik eder. Yani şöyle düşünün. Bunlar size çok basit gibi görünüyor ama bazen farkediyor musunuz ben yeğenlerimde de görüyorum. Mesela akşam sarılıp, öpüp yatmışım, sabah erken saatte uyanıp kahvaltı hazırlıyoruz anneleriyle beraber. Bir anda içeriye giriyorlar, günaydın diyoruz şöyle bir bakıyoruz senin boyun mu uzadı falan oluyoruz. Düşünebiliyor musunuz? Bir gecede bazen boy atabiliyorlar ve bir anda bize büyük görünüyorlar. Şimdi şöyle düşünün Allah o kadar güzel yaratılmış ki hepimizi, göz kol kordinasyonumuz, yani izanımız o kadar güzel yaratılmış ki, bizim göz izanımız onu yerden belirli bir miktarda algılıyor ama emin olun 2-3 mm'lik farklılıkları bile bir anda hissedebiliyoruz. Hatta küçük bebekleri olan anneler daha iyi bilirler. Mesela gece duş aldırırsınız, yağlar mıncıklar yatırırsınız uyutursunuz, sabah altını değiştirmek için bir açarsınız akşamdan sabaha bu çocuk büyümüş inanılmaz dersiniz. Gerçekten göz izanımız birkaç mm'lik farkları bile hisseder. Şimdi burada komik olan şey ne biliyor musunuz? Mesela kitaba uzanacağım. Şimdi benim kolumun uzunluğu ve gözümün izanlığı o kitaba uzanıp alamamı sağlıyor. Ama ergenlik dönemindeki evlatlarımız ürünleri ve nesneleri alırken bir anda uzanırsa kolunun uzadığını düşünün 1-2 mm bir kol uzaması bile olsa daha önceki organizasyonuna göre daha ileriye uzatır ama elleri uzadığı için de çarpıp devirir. Dolayısı ile ergenlik dönemi ve utanma bağlantısını tam da buradan kuracağım. Fiziksel olarak büyümeye başladıklarında el, göz, kol, bacak kordinasyonlarını sağlamaya bilirler çünkü izanları o anda yeni uzunluğa alışmaz ve sakar görünürler. Mesela sofrada bardakta su istersiniz kızım şu bardağı uzat dersiniz bardağa elini bir çarpar su bardağını devirir. Dersiniz kızım sen salak mısın? bir şeyi beceremiyorsun? bırak çek elini falan yaparsınız birde üstüne kızarsınız. Şimdi bunu utanç psikolojisi ile düşünün. Büyümeye başladı, kendine yabancı ve yabancıladığı bir bedeni var, algılamakta zorlandığı bir bedeni var. Bir anda eli kolu büyüdü uzuyor, kordinasyonu bozuldu. Bozuk kordinasyonla da sakar olmaya başladı. Sakarlaşınca da üstüne biz onu azarlıyoruz. Yani zaten onun doğasında olan utanma duygusunu, vücudunda olmazsa olmaz devreye girmiş olan bir sakarlık pozisyonu ile utandırıyoruz. Çocukta iki tane önemli büyüme dönemi özelliği var ve bu özelliğini onun başına kakıyoruz ve olmazsa olmazları hakkında onu utandırıyoruz. İşte bunu yaptığımızda aslında farkında değilsiniz ama çocuğunuzun dünyası başına yıkılıyor. Çocuklar bu ve benzeri tür durumlara birbirinden farklı tepkiler verirler. Mesela çok içe dönük, sessiz, utangaç, mahçup, çekingen karakter yapılanmasında bir çocuksa hepten siner, ezilir, utanır, mahcubiyet yaşar. Tamamen pısırık bir çocuk olup çıkar. Kendini kapatmaya dönük beden postürü bile bozulur. İyice içine kapanır, kamburumsu durur, eli kolu içindedir, bir yerlere dokunurken çekinen bir çocuk haline gelir. Ama saldırgan, hırçın bir çocuğunuz varsa o zaman karakteri hırçın ve saldırgan olan çocuğunuz daha da agresifleşir. Sen kendine bak, aptal değilim sensin gibi şeyler der. Çatışmaya başlar. Daha aklı başında makul olan çocuklar, anne babasından daha bilinçli çocuklar vardır. Bu çocuklar sizin ne kadar düşüncesiz olduğunuz fikrini geliştirir ve derki olabilir, devirebilirim, tabii ki dikkat etmeliydim ama annemin bu şekilde tepki vermesi gerekmiyordu, yaptığı şey hiç doğru değil der ve sizin annelik babalık pozisyonunu sorgular. Ona karşı yaptığınız haksızlıkları daha erken fark eder. Sizin bir anne baba olarak başarısız çocuk büyütme pozisyonlarınız hakkında içgörü kazanır ve derki benim annem babam bilinçsiz insanlar. Her çocuk yanlışlık yapabilir ama onların tepkileri çok çirkin diye düşünür ve sizin annelik babalık pozisyonlarınızı akli bir şekilde değerlendirir hatta bunun geridönüşünü bile size yapabilir. Evinizde ergenler var ve türlü türlü evladınız var. Onlara nasıl yaklaşacağınız son derece önemli. Bana göre bir çocuğa doğru yaklaşmanın en güzel yollarından birtanesi onların büyüme dönemi özelliklerini bilmek ve büyüme dönemi özelliklerine göre de nasıl davranacağımızı kendilerine göstermek ve de kendinize de bunu söylemek. Ben bir anne olarak çocuğumun büyüme dönemi özelliklerini bilmek zorundayım ve bu özelliklerde çatışmayan bir tavır geliştirmek zorundayım. Onların büyüme ile ilgili kaygılarını fark edeceğiz, büyümekle ilgili kaygıya eşlik eden utanma duygularını ve büyümeye eşlik eden sakarlık pozisyonlarını unutmayacağız. Dolayısı ile büyüyor büyürken değişimlerden dolayı hem kaygılanıyor, korkuyor, utanıyor. Daha sonra büyümekle ilgili devreye giren bu sakarlıklar kaçınılmaz ve bu sakarlıklardan dolayı da çok hata yaptıkları için de ayrietten utanıyorlar. Tam da bu nedenle bu duruma çok dikkat etmelisiniz. 


421 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Antisosyal Kişilik Bozukluğu - 28/06/2022
Sosyopati ya da psikopati olarak da adlandırılan antisosyal kişilik bozukluğu genel anlamda diğer kişilerin haklarına karşı umursamazlık ve ihlal halidir. Çocukluk veya ilk ergenlik çağında başlayıp yetişkinlik çağında da devam eder. Hilekarlık ve
Terk Edilme ve Ayrılık Korkusu - 24/06/2022
Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin’ e benzer aşıkların reddedilme ve terkedilme öyküleri mitolojde yoğun bir şekilde karşımıza çıkıyor. Bütün hayatını sevgiliye adayan erkek ve kadın mitleri ile doludur masallar ve efsaneler. Analitik psikolojinin
Göç’ün Psikolojisi ve Sosyolojisi - 21/06/2022
Uluslararası göç; bir ülkeden bir ülkeye belirli bir süre yaşamak için taşınmak olarak adlandırabiliriz. Göç konusunu sebeplerine göre ayıracak olursak eğer; 1) ekonomik göç yani iş için göç edenler: Eskiden Avrupa mavi yakalı göçmen ararken
Bağlanma türleri ve insan ilişkilerine etkisi - 17/06/2022
Bağlanma; çocukların küçük yaşta anne veya bakım veren diğer kişi ile kurduğu bağdır. Bebekler küçük yaşlarda bakım veren kişinin ya da annenin her zaman ihtiyaçlarına cevap verebileceğini, güvenli olarak bir psikolojik yapı geliştirdiklerinde onla
Çocuklarda davranış bozuklukları ve çalma davranışı - 14/06/2022
Bir davranışı problem olarak değerlendirmenin belli objektif ölçüleri vardır. Davranışın değerlendirilmesi sırasında
Otizm nedir? - 10/06/2022
Otistik çocukları üç konuda sıkıntı yaşarlar; sözel iletişim, duygusal ve sosyal alan, davranışsal konular. Çocuğunuzda bunlardan tamamı olmasa da bir kısmını gözlemliyorsanız bir uzmana başvurmanız çok önemlidir. Otizm’de erken teşhis ve doğru yönl
Kardeşler arası yaş farkı ne kadar olmalıdır? - 07/06/2022
En sık sorulan sorulardan biri ne zaman ikinci çocuğu yapmalıyım? Kardeşler arası yaş farkı ideali kaç olmalıdır? Bu yazımda bunlara detaylıca değineceğim. Yaş farkına karar verirken değerlendirilecek konular; anne baba, anne baba ilişkisi, çocuğu
Çocuklarda konuşma geriliği, konuşma gecikmesi - 03/06/2022
Konuşma bir öğrenme ve iletişim biçimidir. Bebekler etrafındaki olayları gözlemleyerek, cisimlerin isimlerini duyarak zamanla konuşmaya başlarlar. Çocuk beyni ilk üç yaş içerisinde öğrenme ve taklit etmeye çok açıktır. Çok kolay öğrenir ve taklit ed
Çocuklara “Hayır”ı Öğretmek, Çocuklara Hayır Diyebilmek - 31/05/2022
Ne zaman çocuklara “hayır” diyoruz? Ne zaman “dur” diyoruz? Acaba bu hayır’lar bizim hayır’larımız mı yoksa olması gereken hayır’lar mı? Çocukların cezalandırılmaları ile ilgili süreçlerde bazen hayır diyerek, ses tonumuzu da arttırarak yapmaması g
 Devamı
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam127
Toplam Ziyaret211151
Köşe Yazıları Köşe Yazarları
Aile ve Çift Danışmanı Psikolog Atakan Şahin 05057675885
- Mutlu Evliliğin Sırları Nelerdir -

Bireysel Aile Psikolog Fulya Beyribey +90 546 9324624
ÇOCUK VE ERGENLERDE OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK

çocuk gelişim uzmanı Suzan SEVİNDİK
ÇOCUKLAR NEYİ UNUTMAZ

Dr. Mehmet A. Eroğlu Yaşam-Eğitim Koçu 0544 7243650
İkigai

evlilik cinsel terapist nesrin örek 05057675885
Cinsel isteksizlik nasıl ele alınmalı ve tedavi edilmelir?

İSTANBUL YAŞAM KOÇU YÜKSEL KÖKSAL05354336620
Teknoloji Bağımlılığı Nedir? Zararları Nasıl Önlenir?

Kişisel gelişim testleri 0505 767 5885
- Başkalarıyla Yaşayabilme Testi -

Klinik Psikolog Gülten DEMİRDÖVEN
BOŞANMALAR ÇOCUKLARI NASIL ETKİLİYOR?

Öğrenci Koçu Aile Evlilik Çift Danışmanı Dr. Ekrem Çulfa 0533 373 8123
👨🏻‍🏫👩‍🏫Yabancı sınıf arkadaşlarımla nasıl daha cesur iletişim kurabilirim? Sesimi nasıl duyurab

Psikolog Barış Yılmaz
- ANLAŞILMAK İSTEYEN KADIN NE YAPMALI –

Psikolog Buse Yeğin
YEME BOZUKLUĞU NEDİR?

psikolog pedagog aile ve çift terapisi
Dr. Psk. Aile Evlilik Çift Danışmanı Ekrem ÇULFA hakkında yazılan yorum, tavsiye, öneri ve faydalar

sevdadiyarı şiirterapisi
Çocuk olmak ne güzeldi ….

sinem sayışman05333738123
METROPOLİTAN OKUL OLGUNLUK TESTİ

Sosyolog Merve Ege tel 0505 767 5885
İntihar

Uzman Klinik Psikolog Şakir ERNAS 05057675885
Kendi Olmanın Orijinal Otantikliği: Özbenlik, Özgüven ve Özfarkındalık

uzman klinik psikolog sabiha ışık 05333738123
Antisosyal Kişilik Bozukluğu

Yaşam Koçu Aile Koçu istanbul Ayşim Çulfa
Ebeveynler Çocuklarının Karne Notları İle ilgili Nasıl Bir Tutum İçinde Olmalılar?

UZMAN KLİNİK PSİKOLOG GÜLTEN DEMİRDÖVEN

35 Yıllık Tecrübeden Faydalanın Randevu Telefonlarımız: 0216-3476003 ve 0533-3738123

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.429932.5599
Euro34.801134.9406
ÇOCUK VE ERGENLERDE BAĞIMLILIK VE KURTULMA

ÇOCUK VE ERGENLERDE BAĞIMLILIK VE KURTULMA

Bağımlılık deyince sigara,internet,alkol ve madde bağımlılığı aklıma geliyor. Gelişen

teknoloji ile hayatımıza bir çok yönden kolaylaştırma gelirken diğer yandan yeni riskler

 zararlarıda gelmiştir. Teknoloji çağında internet,sosyal medya araçları,bilgisayar,cep telefonu

 gibi yeni gelişmeler vazgeçilmez hale gelmiştir. Her yaşya görülen bu bağımlılık özellikle

12-18 yaş grubu açısından büyük önem taşır. Bu dönemde bireylerin ailelerinden uzaklaşıp

daha çok arkadaş gibi çevreye yönelmesi bağımlılığı tetiklemektedir. İletişimi artırmak,bilgi

paylaşımını kolaylaştırmak gibi yararları olmasının yanında işyeri ve okul performansının

düşmesi,uyku bozukluğu,internetin olmadığı hayatın getirdiği sıkıcı hayat düşüncesiyle

oluşan insanlarda fiziksel anlamda uzaklaşma görülmektedir. Özellikle okul çağında sık 

görüldüğü için öğrencilerin oldukça ruhsal ve bedensel gelişimlerini, sosyal ilişkilerini kötü

yönde etkileyerek akademik başarılarını da düşüne  aşırı internet/bilgisayar kullanımı bireyin

hem akademik hem de kişisel gelişimini negatif yönde etkilemektedir.

Ülkemizde bireyler eğlenmek,duygusal gereksinimlerini gidermek,sorunlarından

uzaklaşmak,heyecan aramak,gruba dahil olmak için madde/sigara kullanmayı denerler.

Bağımlılıkta Bazı Belirtiler:

  • İstenen keyfin alınabilmesi için internet kullanım süresinin artması
  • Bunaltı
  • İnternette neler olduğu hakkında takıntılı düşünceler
  • İnternet kullanımını bırakmak isteme fakat boşa giden çabaların eşlik etmesi
  • İnternet kullanımı ile boş zamanları değerlendirememe
  • İnternet kullanımı ile randevulara geç kalma

Bağımlılığa Neden Olan Bazı Etmenler:

  • Alkolizm,sigara bağımlılığı aileden model alınarak başlamaktadır 
  • Aile içi sorunlar-çatışmalar bireyi bağımlılığa sürüklemektedir. 
  • Ailenin çocuğa karşı aşırı katı tutumu,evlilik çatışmaları,boşanmış aileler
  • Göç etmek pek çok sorunu beraberinde getirdiği gibi bağımlılığa da neden olmaktadır. 

ÇOCUKLARIMIZI BAĞIMLILIKTAN KORUMALIYIZ AMA NASIL?

Tedaviyi özellikle çocuğun istemesi, tedavi süresince anne ve babanın da katılması gerekiyor.

 Tedavi kişinin maddeyi bırakmasını,sosyal hayata geri dönmesini,kendini keşfetmesini

sağlar. Kişinin psikoloğu ile işbirliği yapması da tedaviyi hızlandırmakta ve başarı oranını

arttırmaktadır. Çocuğun hayatını organize etmek gerekir.Kişinin sorumluluğu üstlenmesini

sağlamak,seçenekleri daraltmak bağımlı kişinin tedaviye gitmesini sağlar.

Bağımlılıkta Yapılması Önerilenler:

  • İnternet kullanımını zıt saatlere kaydırmak
  • Dış durdurucular kullanmak
  • Hedefler belirlemek
  • Boş zaman etkinliği koyma
  • Aile terapisi
  • Çocuğun olumsuz duygularını dışa vurmasına teşvik etmek
  • Ailelerin daha çok çocukla zaman geçirmesi
  • Bilgi için arayınız: 0544-724 3650

 

 

Çocuk Ergen ve Okul Sorunları Randevu:0533-373 8123

Çocuk Ergen Öğrenci ve Okul Sorunları Randevu:0533-373 8123

Hava Durumu
Saat